Geçmeyen Kaşıntılarda Kortizonsuz Çözüm

Kaşıntı çözümünde kortizonsuz alternatif yöntemler

Kaşıntı Geçmiyorsa

Köpeğiniz veya kediniz sürekli kaşınıyor, kendini tırmalıyor ve bir türlü rahat edemiyor mu? Bitmeyen kaşıntı, hem evcil hayvanlar hem de sahipleri için çok can sıkıcı bir durumdur. Çoğu zaman veteriner hekimler şiddetli kaşıntıyı hızlıca dindirmek için steroid (halk dilinde kortizon) adı verilen güçlü antienflamatuvar ilaçları kullanırlar.

Steroidler (kortizon türevi ilaçlar), kaşıntıyı ve iltihabı bastırmada oldukça etkilidir, ancak uzun vadede istenmeyen yan etkilere neden olabilir. Birçok pet sahibi, dostlarının ömür boyu steroid kullanmasını istemez ve “Kortizonsuz bir deri tedavisi mümkün mü?” sorusunu sormaya başlar. Bu yazıda, kaşıntının olası nedenlerini ele alacak, steroid kullanımının artı ve eksilerine değinecek ve en önemlisi steroid kullanmadan kaşıntıyı gidermenin yollarını anlatacağız. Hedefimiz, Kadıköy gibi şehir ortamlarında yaşayan evcil hayvan sahiplerine, patili dostlarının cilt sağlığını korumaları için pratik ve güvenilir ipuçları vermektir.

Kaşıntının Yaygın Nedenleri Nelerdir?

Evcil hayvanlarda (özellikle köpeklerde) kronik kaşıntıya yol açan birçok faktör olabilir. Doğru tedavi için öncelikle bu kaşıntının sebebini bulmak gerekir. İşte kaşıntının en sık görülen nedenleri:

Parazitler: Pireler, keneler ve bit gibi dış parazitler, ciltte tahrişe ve yoğun kaşıntıya neden olabilir.

Özellikle pire alerjisi olan hayvanlar, tek bir pire ısırığıyla bile tüm vücudunu kaşımaya başlayabilir. Ayrıca uyuz akarları (mite) gibi mikroskobik parazitler de cildin dökülmesine ve şiddetli kaşıntıya yol açar.

Alerjiler: Evcil dostlarımız da tıpkı bizler gibi alerji yaşayabilir.

Gıda alerjileri, belirli mama içeriklerine (sığır eti, tavuk, buğday, soya gibi) karşı gelişebilir ve sürekli deri problemi yaratabilir. Çevresel alerjiler ise polen, ev tozu akarları, küf veya çimen gibi dış etkenlerle temas sonucu ortaya çıkar. Alerjisi olan hayvanlar mevsimsel veya sürekli kaşınabilir, patilerini yalar, kulak enfeksiyonları geçirebilir veya deride kızarıklıklar gözlenebilir.

Deri enfeksiyonları: Bazen kaşıntının temelinde bakteriyel veya mantar (fungal) enfeksiyonlar yatar.

Örneğin, sıcak ve nemli havalarda köpeklerin cildinde Malassezia adı verilen maya mantarı aşırı çoğalarak kötü kokulu, yağlı ve kaşıntılı bir deri enfeksiyonuna neden olabilir. Deride kızarıklık, kepeklenme, bölgede koyulaşma ve kötü koku varsa, enfeksiyon ihtimali yüksektir. Bu enfeksiyonlar genellikle başka bir soruna ikincil olarak (örneğin alerji sonucu derinin zayıflamasıyla) gelişirler.

Dermatolojik diğer sorunlar: Kuru cilt (xerosis)

Özellikle kış aylarında veya sık yıkama sonucu oluşan derinin kuruması, kaşıntıya yol açabilir. Bazı köpek ve kedilerde genetik veya otoimmün deri hastalıkları (örneğin atopik dermatit) vardır ve bunlar kronik kaşıntıya sebep olur. Ayrıca stres veya can sıkıntısına bağlı olarak da bazı hayvanlar kendini aşırı yalar ve tüylerini yolabilir(psikojenik kaşınma).

Görüldüğü gibi, kaşıntının pek çok nedeni olabilir ve her nedenin tedavisi farklıdır. Bu yüzden kaşıntı sorunu geçmiyorsa ilk adım, veteriner hekiminizin yardımıyla altında yatan sebebi bulmaktır.

Köpeklerde kaşıntı döngüsü
Köpeklerde kaşıntı döngüsü

Steroid Nedir ve Neden Her Zaman İstenmez?

Steroidler (kortikosteroidler), vücutta iltihap ve alerjik reaksiyonları güçlü şekilde baskılayan ilaçlardır. Veteriner hekimlikte prednizolon, deksametazon gibi steroidler sıkça kullanılır. Kaşıntılı bir hayvan, steroid iğnesi veya hapı aldığında genellikle birkaç saat içinde rahatlar, kızarıklıklar azalır ve kaşınmayı bırakır. Akut durumlarda bu ilaçlar adeta kurtarıcı gibidir. Ancak steroidlerin uzun süreli veya sık kullanımı bir takım istenmeyen yan etkilere yol açabilir:

Artan iştah ve susuzluk:

Steroid kullanan köpekler genellikle daha fazla su içer ve sık idrara çıkar. Aynı zamanda sürekli acıkmış gibi mama arayabilir, bu da kilo alımına yol açabilir.

İdrar kazaları ve davranış değişiklikleri:

Aşırı su içme nedeniyle evde tuvalet kazaları yaşanabilir. Bazı köpekler normalden huzursuz, gergin veya hatta agresif davranışlar gösterebilir.

Uzun vadeli sağlık riskleri:

Uzun süre yüksek doz steroid kullanımı, Cushing sendromu adı verilen bir duruma (vücutta aşırı kortizol bulunması) yol açabilir. Bu durumda karın bölgesinde şişkinlik, tüy dökülmesi, ciltte incelme, enfeksiyonlara yatkınlık gibi problemler ortaya çıkar.

Ayrıca sürekli kortizon almak, karaciğer ve böbreklere de yük bindirebilir.

Bağışıklık sisteminin baskılanması:

Steroidler iltihabı baskılarken vücudun savunma mekanizmasını da zayıflatabilir. Bu da enfeksiyonlara karşı direnci azaltabilir, yara iyileşmesini yavaşlatabilir.

Elbette ki steroidler doğru zamanda ve doğru dozda kullanıldığında çok yararlı olabilir. Veteriner hekiminiz bir kısa süreli çözüm olarak veya başka çare kalmadığında steroid önerebilir. Ancak bir pet sahibi olarak, özellikle kronik (uzun süreli) kaşıntı problemlerinde sürekli steroid kullanmak yerine daha kalıcı ve yan etkisiz çözümleri araştırmak isteyebilirsiniz. Neyse ki günümüzde, kaşıntıyı kontrol altına almak için steroid alternatifi birçok yöntem ve tedavi mevcut.

Kortizonsuz Deri Tedavisi Yöntemleri

Evcil hayvanınızın kaşıntısını gidermek için steroidlere alternatif birçok yol vardır. Bu yöntemlerin başarısı, kaşıntının temel nedenine ve hayvanın bireysel hassasiyetine bağlı olarak değişir. Aşağıda, kortizonsuz kaşıntı tedavisi için en yaygın ve etkili yaklaşımları bulabilirsiniz:

Altta Yatan Nedenin Tedavi Edilmesi:

İlk ve en önemli adım, kaşıntıya neyin sebep olduğunu bulmaktır. Eğer sorun parazitler ise, düzenli pire/kene damlaları veya tasması kullanarak bu parazitleri ortadan kaldırın. Uyuz (mite) varsa veterinerin verdiği özel ilaçlı banyoları veya damlaları uygulayın. Eğer mantar ya da bakteri enfeksiyonu saptandıysa, steroid yerine öncelikle bu enfeksiyonu tedavi eden ilaçlar (antifungal krem, antibiyotikli sprey veya şampuanlar) kullanılmalıdır. Gıda alerjisi durumunda, hipoalerjenik (alerji yapmayan) özel mamalara geçmek gerekebilir. Yani, kaşıntının kökünü kurutmak, semptomları baskılamaktan daha kalıcı bir çözümdür.

Antihistaminikler ve Diğer İlaç Alternatifleri:

İnsanlarda alerji için sık kullanılan antihistaminik ilaçlar (örneğin difenhidramin, loratadin gibi) bazı köpeklerde kaşıntıyı hafifletebilir. Her köpekte etkili olmasa da denemeye değer ve steroidlere göre çok daha az yan etkilidir. Son yıllarda evcilhayvanlar için geliştirilen yeni nesil ilaçlar da mevcut. Örneğin, oklasitinib etken maddeli haplar (veteriner hekiminiz bu ilacı önerebilir) köpeklerde kaşıntıyı azaltmak için özel olarak tasarlanmıştır ve steroid değildir. Benzer şekilde belirli aralıklarla yapılan özel enjeksiyon tedavileri (bağışıklık sistemindeki kaşıntı sinyalini bloke eden ilaçlar (Ör. lokivetmab) birkaç hafta boyunca kaşıntıyı büyük ölçüde dindirebilir. Bu yeni tedaviler, steroid kullanmadan alerjik kaşıntıyı kontrol altına alma imkanı sunar.

Özel Şampuanlar ve Topikal Bakım:

Deri sağlığını korumak ve kaşıntıyı yatıştırmak için dıştan uygulanan ürünler oldukça faydalıdır. Veterinerinizin önereceği hipoalerjenik şampuanlar, yulaf özlü (kolloidal yulaf içeren) banyolar veya antiseptik özellikli solüsyonlar cildi rahatlatır. Örneğin, yulaf ezmesi banyosu uzun zamandır kaşıntıyı doğal yolla hafifletmek için kullanılan bir yöntemdir. Ilık suya karıştırılan ince öğütülmüş yulaf, köpeğinizin tahriş olmuş derisini yatıştırabilir. Aloe vera veya papatya çayı ile yapılan ılık kompresler de lokal bölgelerdeki kaşıntıyı geçici olarak hafifletebilir. Bu tür doğal çözümler, hafif kaşıntılarda veya diğer tedavilere destek amaçlı kullanılabilir. Ancak herhangi bir krem, yağ veya bitkisel ürünü geniş çapta uygulamadan önce mutlaka veteriner hekiminize danışın (bazı “doğal” ürünler bile olsa yalandığında evcil hayvanınıza zararlı olabilir).

Omega-3 ve Besin Takviyeleri: Omega-3 yağ asitleri, balık yağında bolca bulunan ve enflamasyonu azaltan faydalı yağlardır. Köpek veya kedi mamasına eklenen omega-3 takviyeleri (örneğin somon yağı) zamanla derinin daha sağlıklı olmasına katkı sağlar, kaşıntıyı azaltabilir ve tüylerin parlak çıkmasını destekler. Bunun yanı sıra biotin, çinko, E vitamini gibi deri sağlığını güçlendiren takviyeler de veteriner önerisiyle kullanılabilir. Güçlü bir deri bariyeri, alerjenlere ve tahriş edici unsurlara karşı daha dirençli olur, böylece kaşıntı döngüsünü kırmaya yardımcı olabilir.

Alerji Aşıları (Immunoterapi):

Eğer veteriner hekiminiz evcil hayvanınızın çevresel alerji sorunu olduğunu düşünüyorsa, özel alerji testleri önerebilir. Bu testler sonucunda hayvanınızın nelere alerjisi olduğu belirlenir ve alerji aşısı denilen tedavi yöntemi devreye girer.

Alerji aşıları, belirlenen alerjen maddelerin çok düşük dozlarda düzenli aralıklarla enjekte edilmesiyle hayvanın zaman içinde bu maddelere karşı tolerans geliştirmesini amaçlar.

Bu yöntem sabır gerektirir (etkisini gösterebilmesi için birkaç ay geçmesi gerekebilir) ancak başarılı olduğunda, alerjik bir köpeğin veya kedinin hayatını değiştirebilir. Üstelik bu tedavi tamamen steroidsiz bir yaklaşımdır ve sorunun köküne inmeyi hedefler.

Ortam ve Bakım Düzenlemeleri:

Kaşıntıyı azaltmak için bazen çevresel düzenlemeler yapmak gerekir. Evde toz birikmesini önlemek, düzenli temizlik yapmak, yataklarının temiz olmasına dikkat etmek önemlidir. Eğer polen alerjisi varsa, polenin yoğun olduğu dönemlerde yürüyüşlerden sonra patileri ve tüyleri nemli bir bezle silmek, mümkünse hava filtreleri kullanmak fayda sağlar. Kediler için kumuna tozsuz, kokusuz kum seçmek de tahrişi azaltabilir.

Ayrıca tırnaklarını kısa tutmak, kaşınırken derisine zarar vermesini önler. Kaşıntılı bölgeleri yalayıp yara haline getirmesin diye gerekirse veteriner hekiminiz geçici olarak koruyucu yakalık (Elizabeth yakalığı) önerebilir. Yukarıdaki yöntemlerin birkaçı genellikle birlikte uygulanır. Örneğin, bir atopik dermatit (kronik alerjik deri hastalığı) vakasında hem özel mamaya geçilebilir, hem düzenli banyo ve nemlendiriciler kullanılabilir, hem de gerekiyorsa yeni nesil kaşıntı giderici ilaçlarla desteklenebilir. Amaç, steroid kullanmadan veya minimum steroidle hayvanın yaşam kalitesini yükseltmektir.

Kaşıntının Giderilmesinde Doğal Yöntemlerin Kullanılması
Kaşıntının Giderilmesinde Doğal Yöntemlerin Kullanılması

Doğal ve Destekleyici Yöntemlere Dikkat

Doğal yöntemler ve evde uygulanabilecek çözümler pet sahipleri için cazip olabilir. Yukarıda bahsettiğimiz yulaf ezmesi banyosu, papatya çayı kompresi, elma sirkesiyle sulandırıp kaşıntılı bölgeye hafifçe püskürtme gibi yöntemler bazı durumlarda geçici rahatlama sağlayabilir. Ayrıca meyan kökü gibi bazı bitkiler doğal kortizon etkisi gösterebilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur:

Doğal her zaman zararsız demek değildir. Özellikle kediler bazı bitkisel ürünlere karşı çok hassastır.

Evde kendi başınıza bir karışım uygulamadan önce mutlaka veteriner hekiminize danışın. Küçük bir tahrişi yatıştırayım derken daha büyük cilt sorunlarına yol açmamak için temkinli olmakta fayda var.

Sonuç

Sevimli dostunuzun bitmek bilmeyen kaşıntısına çare ararken, steroid kullanmak tek seçenek değildir. Günümüzde veteriner hekimliğinde, kaşıntıyı kontrol altına alacak ve altta yatan sorunu tedavi edecek pek çok alternatif yol bulunmaktadır. Önemli olan, kaşıntının nedenini doğru tespit etmek ve sabırla, adım adım en uygun çözümü uygulamaktır.

Eğer köpeğiniz ya da kedinizin kaşıntısı bir türlü geçmiyorsa, veteriner hekiminizle açıkça konuşun ve steroid dışında neler yapabileceğinizi sorun. Büyük ihtimalle yukarıda anlattığımız yöntemlerden bir ya da birkaçını önerecektir. İstanbul Kadıköy bölgesindeki pet sahipleri için de geçerli olmak üzere, çevrenizde güvenebileceğiniz bir veteriner dermatoloji uzmanı veya deneyimli bir klinik, size bu süreçte rehberlik edebilir.

Unutmayın, her patili dostun durumu farklıdır; birine iyi gelen yöntem diğerine uymayabilir. Bu nedenle deneme yanılma ve veteriner takibi ile en iyi sonucu bulmaya çalışın. Sonuç olarak, doğru bakım, uygun tedavi ve bolca sevgi ile minik dostumuzun deri problemlerini kortizonsuz bir şekilde yönetmek kesinlikle mümkündür. Siz de sabırlı ve bilinçli davranarak, tüylü arkadaşınızın rahat bir nefes almasını ve kaşıntısız, mutlu bir yaşam sürmesini sağlayabilirsiniz.

Paylaş:
Facebook
Twitter
LinkedIn
Benzer İçerikler :
İletişim

Kliniğimiz her gün 10:00-20:00 saatleri arasında açıktır. Veteriner hekim muayenesi randevuyla yapılmaktadır.

Randevu almak ve hizmetlerimiz hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için bizi telefonla arayabilir veya whatsapp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.