Kanser hastalığı sürecinde beslenme yönetimi, hastalığın ilerlemesine engel olmak veya vücudun kanserle savaşacak ihtiyaçlarını karşılamak için oldukça önemlidir. Bu şekilde yaşam kalitesini artırır ve hayatta kalma sürelerini etkilemektedir. Özellikle agresif kanser türlerinde hastayı iyileştirmek için gerekli en yeni ilaç ve protokollerin yetersiz kaldığı, istenmediği durumlarda ya da bu tedaviler süresince kullanılan kemoterapi ve akıllı ilaçların etkilerini olumsuz etkilemeyecek şekilde bir beslenme planı uygulamak her açıdan avantaj yaratacaktır.
Son 20 yıldaki bilimdeki gelişmeler sayesinde makro ve mikro besinlerin vücutta neoplazi durumunda görevleri ve etkileri daha fazla araştırılmıştır. Halen bu konuda heniz net çalışmalar sayıca az olsa da kanser hastalıklarında beslenme yönetiminin faydasına dair kanıtlar gün geçtikçe artmaktadır.
Kanser hastasının beslenme değerlendirmesi
Anoreksiya ve iştahsızlık, kanser hastalarında sıkça karşılaşılan sorunlardır ve genellikle acil müdahale gerektirir. Araştırmacılar, kilo kaybının iştahsızlık mı yoksa kanser kaşeksisine mi bağlı olduğunu ayırt etmenin zor olduğunu belirtmektedir. Bu iki durumun ayırt edilmesi, doğru beslenme yönetiminin uygulanması açısından önemlidir. Kaşeksi, özellikle kanser hastalarında yaygın bir komplikasyon olup, vücudun yağ ve kas dokusunun aşırı kaybına neden olur. Bu süreç, tümörün vücuttaki metabolik süreçleri olumsuz etkileyen çeşitli mekanizmaları ile ilişkilidir.
Kaşeksi genellikle iştah kaybıyla birlikte ortaya çıkar ve hastanın gıdalardan aldığı besin miktarını ciddi şekilde azaltır. Ayrıca kanser tedavisi sırasında uygulanan kemoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler de iştah kaybını artırabilir, bulantı, kusma gibi yan etkiler oluşturabilir. Bu nedenle, kanser hastalarında beslenme planı oluştururken iştahsızlık ve kaşeksiye yönelik stratejilerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Makro ve Mikro Besinlerin Rolü:
Kanser tedavisinde beslenme, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve tedaviye yanıtı desteklemek için önemli bir araçtır. Son yıllarda, makro ve mikro besinlerin kanser üzerindeki etkilerine dair araştırmalar artmış, ancak hala kesin sonuçlara varmak zordur. Bununla birlikte, bazı besin gruplarının kanserle mücadelede olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir.
Proteinler: Kanser hastalarında kas kaybını önlemek ve bağışıklık sistemini desteklemek için protein alımı hayati öneme sahiptir. Protein kaynakları arasında yağsız etler, balık, yumurta, süt ürünleri ve bitkisel proteinler (baklagiller, soya) yer alır.
Yağlar: Omega-3 yağ asitleri gibi sağlıklı yağlar, inflamasyonu azaltıcı etkileriyle dikkat çekmektedir. Bu yağlar krill veya somon gibi yağlı balıklardan ya da ceviz, keten tohumu gibi bitkisel kaynaklardan sağlanabilir.
Karbonhidratlar: Kompleks karbonhidratlar, enerji ihtiyacını karşılamak için önemlidir. Tam tahıllar, sebzeler ve meyveler sağlıklı karbonhidrat kaynaklarıdır.
Vitaminler ve Mineraller: A, C, E vitaminleri gibi antioksidanlar, bağışıklık sistemini destekleyici ve hücre hasarını onarıcı etkileriyle öne çıkar. Ayrıca, çinko, selenyum gibi mineraller de kanser hastalarının beslenmesinde önemli rol oynar.
Kanser Tedavisinde Destekleyici Beslenme Stratejileri
Kanser tedavisi süresince hastanın yeterli ve dengeli beslenmesi, vücudun tedaviye yanıtını artırabilir ve yan etkilerin hafifletilmesine yardımcı olabilir. Tedavi sırasında özellikle aşağıdaki stratejiler dikkate alınmalıdır:
Küçük ve Sık Öğünler: Hastanın iştahı azalmışsa, daha küçük ama sık öğünler yemek daha kolay olabilir. Bu, günlük kalori alımını artırmaya yardımcı olabilir.
Yüksek Kalorili Gıdalar: Kilo kaybını önlemek için enerji yoğunluğu yüksek besinler tercih edilmelidir. Avokado, fındık ezmesi gibi gıdalar bu konuda destek olabilir.
Sıvı Takviyeleri: Beslenme zorlukları yaşayan hastalar için besin destekleyici sıvılar (örneğin proteinli içecekler) kullanmak faydalı olabilir.
Bireysel Beslenme İhtiyaçları: Her kanser hastasının ihtiyaçları farklıdır. Tedaviye, tümör tipine ve hastanın genel durumuna bağlı olarak beslenme planı kişiselleştirilmelidir.
Sonuç olarak, kanser tedavisi sırasında beslenme yönetimi, hastanın genel sağlığını koruma ve tedaviye olumlu yanıt verme potansiyelini artırma amacı taşır. Beslenme planlarının, tedaviye eşlik eden yan etkileri yönetmek için dikkatle oluşturulması ve gerektiğinde uzman bir diyetisyen veya veteriner hekim gözetiminde düzenlenmesi önerilir.
Beslenme, Kanserli Köpeklere Nasıl Yardımcı Olabilir?
Vücudun düzgün çalışabilmesi için gerekli yapı taşlarını sağlayan besinler, sağlık durumunun desteklenmesinde kritik bir rol oynar. Yiyecekler tek başına kanseri tedavi edemez, ancak tedavi sürecinde köpeğin vücudunu destekleyebilir. Yiyeceklerdeki vitaminler, mineraller ve bitkisel besinler (fito besinler) bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve köpeğin vücudunun doğal süreçlerini destekleyebilir.
Kanserli Köpekler İçin Önerilen Yiyecekler
- Sardalya:
Sardalyalar, kanserle savaşta önemli olan omega-3 yağ asitleri açısından zengin balıklardır. Omega-3 yağ asitleri, hücre zarlarının sağlığını korur ve bağışıklık sistemini destekler. Küçük balıklar oldukları için daha az toksin içerirler. Sardalyaların su içinde konserve olanları tercih edilmelidir, zeytinyağı içinde olanlar fazla yağ içerebilir ve mide sorunlarına yol açabilir. Haftada üç kez sardalya vermek köpeğinize iyi bir omega-3 desteği sağlar. - Mantarlar:
Mantarların tamamı, özellikle de tıbbi mantarlar, köpekler için son derece faydalıdır. Örneğin, Turkey Tail mantarı, köpeklerde bağışıklık sistemini güçlendiren etkiler gösterir. Mantarlar yüksek lif içerdikleri için, köpeğinizin sindirimi için ince doğranarak veya hafif pişirilerek verilmelidir. - Turpgiller (Brokoli, Karnabahar, Lahana):
Brokoli, karnabahar ve lahana gibi turpgiller, kanserle mücadelede etkili olan sülforafan adlı bir bileşik içerir. Bu sebzeleri ince doğrayarak veya hafif pişirerek köpeğinize verebilirsiniz. Brokoli filizleri özellikle sülforafan açısından zengin olduğundan, küçük miktarlarla başlayıp yavaş yavaş artırarak köpeğin diyetine eklenmelidir. - Düşük Şekerli Meyveler (Yaban Mersini, Çilek, Böğürtlen):
Düşük şekerli meyveler, köpekler için harika bir atıştırmalık olabilir. Yaban mersini ve böğürtlen gibi koyu renkli meyveler, resveratrol gibi kanserle mücadelede yardımcı olan fitokimyasallar içerir. Bu meyveler çiğ olarak ya da köpeğin mamasına ek olarak verilebilir.
Kanserli Köpekler İçin Kaçınılması Gereken Yiyecekler
- Yüksek Isıda Pişirilmiş Yiyecekler:
Yüksek ısıda pişirilen yiyecekler, özellikle etler, zararlı bileşiklerin oluşumuna yol açar. Bunlar arasında, “ileri glikasyon son ürünleri” ve “heterosiklik aminler” gibi bileşikler bulunur. Bu bileşikler, vücutta enflamasyona (iltihaplanma) neden olabilir ve kanser riskini artırabilir. Bu nedenle köpeğinizi bu tür yiyeceklerden uzak tutmak önemlidir. Etleri pişirirken hafif ısıda ve uzun süreli pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Buharda pişirme veya yavaş pişirme teknikleri, hem besin değerini korur hem de zararlı bileşiklerin oluşumunu engeller. - Yapay Koruyucular ve Katkı Maddeleri:
Nitratlar, nitritler, BHA (Butillenmiş Hidroksianisol) ve BHT (Butillenmiş Hidroksitoluen) gibi yapay koruyucular, özellikle işlenmiş gıdalarda bulunur ve köpeğinizin sağlığını tehdit edebilir. Bu kimyasallar, kanser riskini artırabilen bileşiklerle ilişkilendirilmiştir. Özellikle balık ürünlerinde kullanılan etoksikin, köpek mamalarında yaygın bir koruyucudur ve kaçınılması gereken maddeler arasındadır. Doğal koruyucular, örneğin E vitamini (tokoferol), daha güvenli bir alternatiftir. - Ransid Yağlar:
Ransid (bozulmuş) yağlar, köpeğinizin vücudunda zararlı etkilere neden olabilir. Uzun süre açıkta kalan veya yüksek ısıda işlenmiş yağlar okside olur ve faydalı yağ asitleri zarar görerek toksik hale gelebilir. Bu, vücuttaki iltihabı artırabilir ve köpeğin kanserle savaşma yeteneğini azaltabilir. Taze ve doğru şekilde saklanmış yağlar kullanmak bu riski azaltacaktır. - Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO’lar) ve Pestisit Kalıntıları:
Genetik olarak değiştirilmiş gıdalar, genellikle glifosat gibi zararlı herbisitlerle (ot öldürücüler) işlenir. Glifosatın kanserle bağlantısı kanıtlanmış olup, GDO’lu ürünlerde bu kimyasalın kalıntılarına rastlanabilir. Organik ve GDO’suz gıdaları tercih etmek, köpeğinizi bu tür zararlı kimyasallardan koruyabilir. - Omega-6 Yağ Asitleri Fazlalığı:
Omega-6 yağ asitleri, vücutta iltihaplanmayı artırabilir. Özellikle kanserli köpeklerde, iltihaplanmayı tetikleyen bu tür yağ asitlerini azaltmak gerekir. Mısır ve bitkisel yağlar gibi omega-6 açısından zengin gıdalar yerine, sardalya gibi omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıdalar tercih edilmelidir. Omega-6 ve omega-3 yağ asitleri arasındaki denge, köpeğinizin genel sağlığı için kritik öneme sahiptir.
Sonuç: Küçük Değişiklikler Büyük Fark Yaratır
Köpeğinizin kanserle mücadelesinde beslenme büyük bir rol oynayabilir. Yine de, her köpeğin durumu farklıdır ve köpeğinizin özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak küçük ve anlamlı değişiklikler yapmak önemlidir. Tüm diyetinizi bir anda değiştirmek zor olabilir; bu yüzden adım adım ilerlemek, hem köpeğinizin sağlığına olumlu katkılar sağlar hem de sizin için süreci daha yönetilebilir hale getirir.
Yapabileceğiniz her küçük değişiklik, köpeğinizin genel sağlığına katkı sağlar. Her bir faydalı yiyecek, köpeğinizin kanserle savaşmasına yardımcı olabilir. Unutmayın ki bu süreç, tümden ya da hiç değil; küçük ama etkili adımlar atarak da köpeğinizin yaşam kalitesini artırabilirsiniz.
Kaynaklar:
https://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371/journal.pone.0287797
https://onlinelibrary.wiley.com/doi/pdf/10.1111/jvim.16825
https://www.csuanimalcancercenter.org/2020/11/18/dietary-considerations-for-pets-with-cancer/