Veteriner hekimlikte köpek kaşınmasının sebepleri ayrı ayrı bilinmektedir. Bunlar enfeksiyöz, paraziter, alerjik ve psikolojik etkiler olarak başlıklandırılmıştır. Bu etkilerin her biri başlı başına yönetilebilir veya tedavi edilebilir unsurlardır. Bu sebeple tanı koymak için veteriner hekimler;
- Kaşıntının bölgesini (kulak kenarları, kulak içi, koltuk altları, inguinal bölge, kafa, patiler, vb)
- Kaşıntının tipini (aralıklı, sadece geceleri, yürüyüşte kaşıntı, uykuda kaşıntı, vb gibi )
- Köpeğin yaşını, ırkını, cinsiyetini ve kısır olma durumunu
- Çevresel faktörleri (yürüyüş sıklığı, evin güneş alması, başka hayvanlarla bir arada olma durumu)
- Hasta yakınından alınan tüm bilgileri,
- Vücutta varsa lezyonların tipini, sıklık ve dağılımını
değerlendirerek muayene ve anamnezde topladığı tüm diğer bilgiler sonucunda uygun gördüğü sıraya göre çeşitli metodları uygulayarak tanıya gider.
Bu metodlar:
- Deri kazıntısı örneğinin mikroskop altında incelenmesi
- Bant sitolojisi
- Kulak veya deride varsa akıntıların sitolojisi
- Ultraviyole ışık altında lezyonun muayenesi
- Mantar ekimi
- Bakteri kültür ve antibiyotik duyarlılık testi
- Deri biyopsisi
- İntradermal test ve alerjen spesifik IgE ölçümü
- Gıda ve çevresel alerjen kan analizi
- Trikogram
- Hemogram
- Biyokimya analizleri
- Tiroid testleri
- Dışkı testleri
- Gıda eliminasyon testi
olarak belirlenmiştir.
“Köpeklerde kaşıntıyla seyreden oldukça fazla hastalık mevcuttur. Köpek kendini kaşıdıkça, kaşınmanın yarattığı mekanik etkiler sebebiyle deri bariyeri olan stratum corneum tabakası incelir, dermis tabakası kalınlaşır, bölgedeki sinir uçları defalarca uyarılır ve kaşıntıya sebep olabilecek diğer enfeksiyöz ve alerjen etkenler kaşınan bölgeye patilerden veya ağızdan tekrar tekrar ulaşır. Bu da kaşınmanın kendini ilerleten ve ilk sebebinden bağımsız başlı başına apayrı bir problem olarak karşımıza çıkmasını sağlar. Zaten hayal kırıklığı yaratan da çoğunlukla budur.”
Kaşıntı bir kez şekillendiğinde, çoğunlukla tanıdan bağımsız olarak geri dönüşümsüz bir hal almakta ve başlı başına yönetilmesi gereken bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna “itch cycle” veya Türkçe adıyla “kaşıntı döngüsü” adı verilmektedir. Bu tablonun köpek için ne kadar can sıkıcı olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Hasta yakınları için ise uzun zaman harcadıkları ve oldukça pahalıya mal olan teşhis ve tedavi süreçlerinin boşa gittiği düşüncesi hayal kırıklığına sebep olmaktadır. Hasta yakınları bu sebeple sık sık veteriner hekimlerini değiştirme kararı alabilmekte ve veteriner hekimler tarafında bu hayal kırıklığı hastaya çözüm bulamamak sebebiyle olabildiği gibi; bir çok başka hekimin gördüğü, teşhis için atılması gereken adımların bir ya da bir kaçının atılıp çeşitli tedavi süreçlerinin başlatılmış ve yarım bırakılmış halde iken hızlı bir çözüm üretme zorunluluğu yaratması şeklinde gelişir. Bu gibi durumlarda ya teşhis süreçlerinin tekrarlanması hastaya ve hasta yakınına tekrar zahmet yaratmakta ya da yarım bırakılan tedaviler sebebiyle sonuçların güvenilirliği sekteye uğramaktadır.
Teşhis süreçleri hızlıca sonuçlanmaz. Örneğin mantar ekiminin kesin sonucu yaklaşık yirmi gün sürerken gıda eliminasyon testi 4-6 hafta ile başlayıp 12 haftaya kadar sürebilmektedir. Bu süreçlerin içindeyken kaşıntının hemen çözülmesi bazen hasta yakınının sorunun tamamen çözüldüğünü düşünerek düzenli kontrollerini aksatmasına sebep olarak teşhis sürecini sekteye uğratabilir. Bazen de kaşıntının devam etmesi hem kaşıntı giderici ilaçların hastanın uzun vadeli hayat kalitesine vereceği zararlar göz önünde bulundurularak hem de hastalığın seyrini anlamak için hekim tarafından tercih edilebilir. Kaşıntı giderici ilaçlar antihistaminikler, steroidler, kalsinörin inhibitörleri gibi immunsupresifler veya IL-31 ve JAK inhibitörleri olarak belirtilmekle beraber köpeklerin alerji kaynaklı kaşıntılarında antihistaminik ilaçların etkinliği oldukça yetersiz kalmaktadır. Bu da geçici ve hızlı etki yaratarak teşhisi sekteye uğratan steroidlerin kullanılmasına sebep olabilmektedir. Bu uygulamalar hem kaşıntı döngüsünü, hem de “köpek-hasta yakını-veteriner hekim” hayal kırıklığı döngüsünü uzun vadede şiddetlendirmektedir.
Hasta yakınlarının ve veteriner hekimlerin yaklaşımlarında bazı ufak değişiklikler bu döngünün kırılmasına yardımcı olabilir. Öncelikle veteriner hekimlerin hasta yakınlarına kaşıntının (ve köpeklerde görülen bir çok dermatolojik rahatsızlığın) teşhis ve tedavisinin zahmetli ve uzun süren bir tedavi olduğunu doğru aktarması ve hızlı çözüm beklentisi yaratmaması oldukça faydalı olacaktır. Bunun için konunun immünolojik olarak açıklaması yapılabilir, hasta yakını bunu anlayabilir veya anlamayabilir. Ancak anlamasından ziyade uyumlu olması hastalığın yönetiminde daha belirleyici rol oynamaktadır.
Hasta yakınları ise güven ve adanmışlık içinde sorunun çözümüne katkı sağlamaya maddi ve manevi olarak hazır olmalıdır. Bu öncelikle veteriner hekime olabildiğince tutarlı bilgiler sağlamayla başlar. Bunun için iyi bir gözlem, beslenme düzeninin ve geçmiş medikal kayıtların tutulması önemli bir yere sahiptir. Kullanmış oldukları bitkisel ve doğal yöntemler de bunlara dahildir. Bir çok bitki birden fazla etkili bileşen ve mekanizma ile etki göstererek hastalık tablosunu, teşhisi ve tedaviyi etkilemektedir. Bitkisel veya doğal olduğu için zararsız kabul edilen ve bilinçsizce deneme yanılma yöntemiyle kullanılabilen bu tarz ürünler konusunda hekime bilgi verilmelidir.
Bu tabloda hasta yakınlarına düşen en önemli görevler ise kaşıntıdan çok önce başlar. Atopik dermatit gibi sadece kaşıntıyla seyreden ve sebebi tam olarak ortaya konulamamış hastalıklar dışında kaşıntının sebepleri çoğunlukla paraziter, enfeksiyöz, alerjik ve psikolojiktir. Bunlar başlamadan önüne geçmek ise oldukça basittir:
- İç ve dış paraziter ilaçların düzenli olarak uygulaması
- Deniz ve yüzme sonrası durulama ve çok sıcak olmayan üflemeyle iyice kurutulması
- Banyo yaparken kulaklara su kaçırmama
- Çok sık yıkamama veya yıkarken köpeklere uygun bir şampuan kullanma
- Irkının günlük ihtiyacı kadar sabah ve akşam saatlerinde yürüyüş
- Yaşına, kilosuna, aktivite durumuna uygun miktarlarda ve doğru sürelerde kaliteli bir kuru mama veya köpeğe özel hazırlanmış ev yapımı mama verilmesi
- Her gün taze ve sınırsız içme suyu verilmesi
- Ödül maması olarak kullanılan ürünlerin içeriğinin etiketlerinin kontrol edilmesi veya hekime danışılması
- Yanında sigara içilmemesi ve sofradan insan yemeği artıklarının verilmemesi
Bu ilk kontrol listesine uyularak belki de kaşıntı döngüsü başlamadan kaşıntının önüne geçilebilir. Onların mutluluğu bizim onlarla mutluluğumuzu artıracaktır.
Günümüzde kaşıntı döngüsünü kırmak için piyasada bulunan Apoquel ve Cytopoint gibi hızlı kaşıntı giderici ilaçların etkilerini ve uzun süreli kullanımda oluşabilecek durumları incelediğim ve doğal alternatif olarak kullanılabilecek bazı takviyeleri listelediğim yazımıza göz atmayı unutmayın:
Köpeklerde Apoquel Kullanımı ve Doğal Alternatifler
Köpeklerde kaşıntının esas sebebi bulunamadıysa, köpeğiniz Atopik Dermatit hastası olabilir. Bunun için Köpeklerde Atopik Dermatit Hastalığıyla ilgili yazdığım yazımıza göz atabilirsiniz.